27 Ekim 2018 Cumartesi

Baycu Noyan Kimdir?


Moğolların 1230 seneninde geniş bir imparatorluk alanına ulaştıktan ardından, yüzünü Anadolu'ya dönmesiyle batı ucundaki komutanlık vazifesini devam ettiren Baycu Noyan epey devasa başarılar gerçekleştiren tarihimizi ve Anadolu'yu yakından ilgilendiren komutandır.

Moğolların en iyi savaşçılarının çıktığı Besud kabilesinden doğan Noyan, Cengiz Han'ın devasa komutanlarından olan Jebe' nin yeğenidir.
İlk etapta Cormagon Noyan' nın himayesi altında onun saflarında Kafkasya ilçesinde askeri faaliyetlerde yer almıştır.
Büyük başarılar sergileyen Baycu Noyan 1241 seneninde Cormagon Noyan' ın hasta olup ölmesinin sonrasında Mugan' daki Mogol birliklerinin başına getirilmiştir.
Daha ardından Anadolu'da tesir durumda tespit edilen Anadolu Selçuklularında başlayan isyanlar hasebiyle zayıflamasını fırsat bilen Baycu Noyan, 1242 seneninde Ermeni ve Gürcülerin de yer aldığı silahlı gücüyle Erzurum'a girmiş, kentte katliamlar yaparak tamamiyle tahrip edip yakıp yıkan Baycu Noyan komutasındaki Moğollar kenti terk ederek Mugan' a dönmüşlerdir.
Baycu Noyan, ardından Selçuklu hükümdarı II.Gıyaseddin Keyhüsrev komutasındaki Selçuklu silahlı gücüyle, 1243 seneninde uygulanan Kösedağ savaşında Selçukluları yenilgiye uğratmıştır.
Galibiyetinin sonrasında kendine teslim olan Sivas'a girmiş ve kenti tamamiyle yıkmıştır.
Sivas'tan ayrıldıktan ardından Azerbaycan'a döneceği sırada, Kayseri ve Erzincan gibi şehirleri alıp Azerbaycan'a dönmüştür.
Kösedağ Muhabereyi ve aldığı şehirlerin sonrasında Anadolu Selçukluları, Moğollara bağlı bir devlet meydana gelmiştir.
Baycu Noyan' nın yaptığı başarılarıyla beraber, Moğol Devletinin Orta Asya'dan, Çin'e ve Anadolu'ya kadar uzanan devasa bir hakimiyet alanına kavuşmalarıyla beraber, kendisi içerisinde idare ve ulaşım meselesi çeken bir devlet durumuna gelmiştir.
Bunun üstüne Moğol hükümdarları valileri ve komutanları, Karakum da toplanarak bir istişareye varmış ve Çin ili Kubilay'a bırakılmış, İran ve İslam toprakları ise yeni Şehzade Hülagü' ye devredilmiştir.
Hülagü, henüz ardından İlhanlılar isimiyle anılacak olan İran'a doğru silahlı gücünü toplayarak gelişmiş, amacı Bütün İslam toprakları ve orta doğudur.
Bu sırada Baycu Noyan bir süre görevden alınmış, görevden alınmasına neden olan komutan öldürülünce yeniden İran birliklerinin komutanlığına getirilmiştir.
Hülagü' nün İran ve batı bölgelerine ilerlemesiyle, orduya hakimiyet kısmı sağlamak, kışın ve yazın kullanılacak olan konaklama yeri ayarlamak için Baycu Noyan yeniden Anadolu'ya hareket etmiştir.
1245 seneninde İlk etapta Diyarbakır ve Ahlat gibi bölgelerin alınmasının sonrasında, Aksaray ele geçirilmiş, en son gözünü Anadolu Selçukluların başkenti ve kalbi olan Konya'ya dikmiş ve silahlı gücünü Konya'ya ilerletmiştir.
1256 seneninde, merhametsiz Moğol silahlı gücü Konya' yı kuşattığı sırada, halk tedirgin bir bekleyiş içerisinde beklemekteydi, kentte kalan tek Selçuklu komutanı olan Nizamettin Ali verilen bir Cuma hutbesinde kurtulmalarına değin tek yolun, halkın tüm mallarından vazgeçmesi olduğunu söyler.
Bunun üstüne Konya halkı, tüm varlıklarını Moğollara teslim etmesi için Nizamettin' e verirler, toplanan altın ve hazinelerle Baycu Noyan' a kenti serbest bırakması karşılığında toplanan hazine verilir.
Ancak Batuhan' a Konya' yı yıkacağını değin soz verildiğini söylemesi üstüne, Nizamettin Ali yanlızca Konya' nın surlarını yıkmasını ve böylelikle vermiş bulunduğu sözü adına getirmiş olacağını söylemesi üstüne, Baycu Noyan yanlızca Konya' nın dış surlarını yerlebir eder ve şehre dokunmadan geri döner.
Nizamettin Ali ile Baycu Noyan arasında kimi enteresan diyaloglar yaşanır.
Rivayete göre Nizamettin Ali hazineyi teslim etmeye geldiği zaman, Baycu Noyan' nın hanımı ona şarap ikram eder, Nizamettin Ali haram olmasından içmez, bunun üstüne Baycu Noyan' nın hanımı biz içiyoruz ya der, O da siz kafir siniz içersiniz deyince, bunun üstüne bayan biz kafir olabildiğimiz durumda sizi yeniyoruz, sizden üstünlüğümüz nedendir diye sorar, Nizamettin Ali de biz Allah'ın emirlerinden uzaklaşmaya başladık, bunun üstüne Tanrı sizi güçlendirdi der.
Baycu Noyan, Bütün silahlı gücüyle Konya' yı kuşattığı sırada enteresan bir olay gelmiştir.
Moğollardan korkan ve can tehlikesi yaşam sürdüren halk, can havliyle Hazreti Mevlana Celaleddin Rumi' nin kapısını çalmış, kuşluk zamanı haneden çıkan Hz Mevlana bütün Konya halkını arka kısmına alarak, Moğolların kuşattığı kentin surlarına çıkmış ve yüksek bir bölgede namaza durmuş, ilk etapta bu maneviyatı yüksek veliyi gören Moğol askerleri korkmuş ve panik içerisinde ok atmaya çalışmışlar, fakat bırakın ok atmayı okun yaylarını dahi gerip atamamış ve oldukları gibi kalmışlar, bunun üstüne Baycu Noyana haber gönderilerek askerlerin öylece kala kaldıkları söylenmiştir.
Baycu Noyan aldığı haber üstüne sinirlenerek okunu istemiş, okunu Hazreti Mevlana' ya doğrultarak atmış, fakat attığı oklar her seferinde geri dönmüş, attığı üçüncü okun nihayetinde ayakları kitlenmiş ve ok atmaktan vazgeçmiştir.
Daha ardından askerlerine dönüp bu kenti kuşatmaktan iyi ki vazgeçmişim, her kentte bu tür bir erkek olsa hiçbir kenti alamazdık, bu erkeğin kötülüğünden korkalım dediği rivayet edilir.
Bu vakası Hz.
Mevlana'nın kaynaklarından olan Eflaki den bilmekteyiz.
Konya' da ki kuşatmanın sonrasında, Baycu Noyan yeniden geri döner ve Hülagü' nün ilerde işini basitleştirmek için Elbistan' ı alır.
Ardından Baycu Noyan' nın İran ve Bağdat seferlerine yardımcı bulunduğu kimi tarihi kaynaklarda geçmektedir.
Ancak Baycu Noyan' nın sebep can verdiği ile ilgili net bir malumat yoktur.
İddia odur ki Halife Mustasım Billah ile saklıca yazışması neticesi hıyanet ettiği düşünülerek, Hülagü Han doğrulusunda öldürtülmüştür.
Moğollar geniş bir hakimiyet kısmı içinde kurdukları imparatorlukları için gittikleri mekanları yakıp yıkmaktan farklı bişi getirmemişlerdir.
Hakim oldukları bölgelerin ele geçirilerek ilerlemelerinde yanlızca Cengizhan tesirli olmamış, Baycu Noyan gibi becerili komutanlar vasıtası ile Moğollar bir dönem damgasını vurmuştur.
Baycu Noyan da bizim için Anadolu'da yakıp yıktığı şehirlerin tarihini silmesi ile tarihe kanla damga vurmuş komutanlardan biri meydana gelmiştir.
Çoğu tarihçiye göre Baycu Noyan, İlhanlılar devletinin kurulmasını gerçekleştiren komutan meydana gelmiştir.

7 Ekim 2018 Pazar

Alaaddin Keykubat'ın Hayatı ve İcraatları


Birinci Alaaddin Keykubad, üçüncü Anadolu Selçuklu hükümdarıdır.
Babası Anadolu Selçuklu Hükümdarı sultan l.Gıyaseddin Keyhüsrev' dir, doğum tarihi ve annesinin kim bulunduğu kaynaklarda net olarak geçmemektedir, fakat 1192 seneninde doğduğu sanılmakta, ölümü tarihi ise 1237 yılıdır. 

Hükümdarlığı süresince Anadolu' yu baştan sona kalkındırmış, iyi bir politika ve devlet adamlığı yapmıştır.
Anadolu' da seviyesinde kalarak kendisi hükümdarlarının sınırlarının genişlemesini sağlamış, bir nevi Osmanlı'nın kurulmasına taban hazırlamıştır.
Anadolu Selçuklu tarihinde, 3 adet Alaaddin Keykubad adlı hükümdar bulunmaktadır.
Ancak en fazla malum ve Türk dünya tarihini değiştiren ve ilgilendiren l. Alaaddin Keykubad' dır.

Babası Gıyaseddin Keyhüsrev tahtı kardeşi Rükneddin Süleymana' a bırakmak mecburiyetinde kalınca, Alaaddin Keykubad ve abisi İzzeddin Keykavus, babaları eşliğinde dört sene gibi bir zamanı, başka bir deyişle Dördüncü Haçlı Seferi evveline kadar olan gurbet yaşamını İstanbul' da geçirmişlerdir, kaldıkları bu proses içinde Yüksek İslami İlimler ve Astronomi gibi birçok bölgede eğitim gören Alaaddin Keykubad, ayrı olarak Farsça, Rumca ve Arapça öğrenerek her bölgede kendisini geliştirmiştir.
Dördüncü Haçlı Seferi başlayınca İstanbul'dan terk etmek mecburiyetinde kalmışlar ve babası Gıyaseddin Keyhüsrev 1205 seneninde yeniden Anadolu Selçuklu hükümdarı olarak Konya 'ya geri dönmüştür. 

Bu süreçten ardından Alaaddin Keykubad, Tokat'a vali olarak atanmış ve burada devlet yönetimini öğrenerek, politika idaresi manasında kendisini olgunlaştırmıştır.
Babası Gıyaseddin Keyhüsrev vefat edince, abisi İzzettin keykavus devletin ileri gelenleri doğrulusunda padişah seçilmiştir.
Bunu kabullenemeyen Alaaddin Keykubad amcası Erzurum Valisi Tuğrul Şah ve Ermeni Kralı ll.Levon ile anlaşarak tahtım kendine ilişkin bulunduğu iddiasıyla, abisinin üstüne Kayseri' ye yürümüştür. 

Bu süreçte etkin olamayan Keykubat yaşanan maçın sonrasında Ankara Kalesine çekilmiş, kaldığı müddet içinde Erzağının bitmesi neticesi, Ankara halkına zarar gelmemesi şartıyla 1213 seneninde teslim meydana gelmiştir. 

Ardından evvel Malatya sonrasında Kezipert Kalesine hapsedilmiştir.
Abisi İzzettin keykavus 1220 seneninde vefat edince, Alaaddin Keykubad tahta geçirilmiştir.
Kaynaklara göre İzzettin keykavus ölmeden evvel kardeşini çağırarak tahtın varisi olduğunu ilan etmiş ve bunun sonrasında Alaaddin Keykubad üçüncü Anadolu Selçuklu hükümdarı meydana gelmiştir.

Başa geçtiğinde doğuda ve batıda, hükümdarlık için birden fazla tehlike bulunmaktaydı.
Öncelikle doğudan Moğolların önünü kapamak için Konya, Kayseri ve Sivas gibi şehirlerin surlarını ve hudut kalelerini sağlamlaştırmak emeliyle yine inşa ettirmiş ve güçlendirmiştir.
Noyan komutasındaki Moğollar daimi Anadolu' ya akınlar tertip ediyor halkı ve Anadolu Selçuklu Devletini tehdit ediyor idi, bunun üstüne ustaca taktikler ilerleten Alaaddin Keykubad epey zamandır araları sorunlu olan Eyyubi Devleti ile sulh yapma emeliyle, ilk etapta tutsak değişimi ardından evlilik yolu ile akrabalık bağı kurarak arasını düzeltmiştir.

Alaaddin Keykubad, Alanya kalesini ele geçirerek batıdaki hudutlarını sağlamlaştırmak emeliyle, Kalonoros isimiyle malum Kyr Vart' ın yönetmekte olduğu Alanya kalesini kuşatarak basitçe teslim almış, kaleyi teslim eden insanın kızıyla evlenerek yeniden ustaca bir strateji izlenmiştir.
Ardından Karadeniz Rumlarının, Selçukluların elinde tespit edilen Karadeniz kıyılarının yağmalandığı haberi üstüne, Trabzon'u kuşatan Keykubad buradaki alanları emniyet altına almış ve etkisini kuvvetlendirilmiştir. 

Dört bir yanından devletin hudutlarını kuvvetlendiren Alaaddin Keykubad, güneyde ise Ermenilerin Ticaret yollarını tıkayarak saldıran, tacirleri soyan ve ticaret yapmış hayvanlara karşı saldırılarda tespit edilen Ermenilerin üzerine yürümüş ve ticaret yollarını kuvvetlendirilmiştir.
Alaaddin Keykubad tarihe damga vuran Savaşlarından birini, Harzemşahlara inşa etmek mecburiyetinde kalmıştır.
Bunun sebebi de Semer kant' ta Moğollara karşı ağır bir mağlubiyet alan Celalettin harzemşah, Azerbaycan' a yerleşerek Tebriz' i başşehir yapmıştır. 

İlk etapta Anadolu Selçuklular'da iyi ilişkiler kuran Harzemşahlar, ardından Eyyubilerin elinde tespit edilen Harput' u alması ve Erzurum valisi Cihanşahın onlara tabi olması üstüne, Alaattin Keykubad elçiler yolu ile mektup yollayarak Harzemşahları uyarmış ve ufukta görünen Moğol tehlikesine karşı birbirleriyle savaşmamaları gerekliliğini, bunun adına birlik olmaları gerekliliğini söylemiştir.
Ancak Harzemşahlar uyarıları dinlememiş ve Ahlat' ı işgal etmiş, Selçuklulara karşı hareket etmeye hazırlanınca, Alaaddin Keykubad' ın silahlı gücüyle beraber, Eyyubilerin silahlı gücü birleşerek, 1230 seneninde Harzemşahlara karşı savaşılmış ve Yassıçemende uygulanan muhabere eşliğinde Harzemşahlar net bir yenilgiye uğrayarak Tarih sahnesinde silinmişlerdir.
Yassıçemen savaşının sonrasında Moğollar alanda henüz ferah gelişmiş, Moğol silahlı gücü Anadolu'ya girerek Sivas'ı yakıp gitmiştir.

Alaaddin keykubad' ın Kuvvetleri Moğolların peşine düşsede onları yakalayamamış, uygulanan işgalin sonrasında Gürcü Kraliçesi Rusudan sebebinden ortaya geldiğinin anlaşılması üstüne, Moğolları destekleyen Gürcistan'a seferler düzenlemiş ve Gürcü silahlı gücü bozguna uğratılarak onların tesirsiz duruma getirmişlerdir.

Yassıçemen Muhabereyi harbiden Türk tarihi için bir trajedi meydana gelmiştir.
Çünkü birbiriyle maç eden iki Türk devleti ve Müslümanlar birbirlerine düşmüş, böylece Moğollar kendilerine mukavemet gösterecek bir kuvvet bulamayınca önlerine çıkan yerleri yakıp yıkmışlardır.
Alaaddin Keykubad' ın tarih sahnesinde nadir rastlanan, fakat yaptığı en devasa yanlışlardan biri Yassıçemen muhabereyi meydana gelmiştir.
Ahlat'ın Harzemşahlardan geri alınmasından ardından, Moğol akınları hasebiyle Eyyubiler, Ahlat bölgesini terk etmişlerdi.

Alaaddin Keykubad, Ahlat ilçesinde derbeder durumda tespit edilen Harezmli askerleriyle ilişkiye geçilerek bölge Selçuklunun idaresine almıştır.
Ancak Ahlat'ın Selçuklu idaresine girmesi hasebiyle Eyyubilerle arasının bozulmasına neden oldu.
Mısır Hükümdarı Melik Kamil doğrulusunda, Anadolu'ya gönderilen silahlı güç durdurulunca, Eyyubiler Adıyaman üstünden Harputa girdiler, fakat Selçuklular doğrulusunda yenilgiye uğratılmış 1237 seneninde Harput kalesi geri alınmıştır.
Alaaddin Keykubad, sonrası sene Eyyubileri Güneydoğudan çıkarmak için tüm silahlı gücünü Kayseri' de topladı, 1237 seneninde Silahlı gücünün hazırlıkları devam eder iken, Moğol Büyk Kağanı Ögeday' ın elçileri kendine gelmiştir.
Bu süreçte Moğollarla akılcı bir politika yürüten Alaattin Keykubat, Ögeday' ın hakimiyetini kabul edip, devasa armağanlar sunarak Anadoluyu mümkün Moğol istilasından kurtarmıştır.

Alaaddin Keykubat, Osmanlı' nın temellerini atan hükümdarlardan biri bulunduğu gerçeği ortadadır.
Kendi beyliklerinden olan Ertuğrul Gazi' nin Moğollara karşı Uygulanan mücadelesini ve kahramanlıklarını takdir ederek ona Söğüt ve Domaniç' i vermiş ve Söğüt ve Domaniç' e yerleşen Ertuğrul Gazi ve erkek çocuğu Osman Gazi Osmanlı'nın temellerini atmıştır.
1237 seneninde, Güneydoğu'da tespit edilen Eyyubileri karşı muhabere hazırlanan Alaaddin Keykubad, Ramazan Bayramının üçüncü günü, ecnebi devlet adamlarına verilen devasa bir ziyafet esnasında, yediği Kuş etinden zehirlenerek yaşama gözlerini yummuştur.
Alaaddin Keykubad' ın yaptırdığı yapıtlar, uyguladığı politika, fethettiği Topraklar ve attığı temelleriyle Dünya Türk tarihinin ehemmiyetli karakterlerinden biri olmuş tarihe damga vuran şahıslar arasına girmiştir.